Işık hayattır. Yaşamımızın her kısmında ışık vardır. Işık temel gereksinmelerimizden biridir. Çevremizi diğer duyularımızla da algılayabilir, tanımlayabiliriz kuşkusuz; ama gözümüz ile bu algılama ve tanımlama, çok daha kolay ve ayrıntı düzeyinde kesin olabilmektedir. Ancak, görebilmek için öncelikle ışık ve onun yansıyabildiği yüzeylerin olmasışarttır. Günlük yaşamımızda, herhangi bir eylemi gerçekleştirmek için ışık yayan, yansıtan ya da geçiren bir nesnenin varlığı çoğunlukla yeterli olmamaktadır. Kısaca, bir mekanı herhangi bir kaynakla ışıklandırmak, aydınlatma olmamakta; sadece insanın sağa sola çarpmaması ya da çoğu kez, bir görsel eylemi büyük bir rahatsızlık duyumu içinde ve yalnızca kısa bir süre için gerçekleştirmesine olanak vermektedir. Ama, aydınlatma biliminin temel ilkeleri göz önüne alınarak düzenlenmiş bir çevrede, kullanıcının-ki çoğunlukla insandır-görsel konfor gereksinmeleri yerine getirilmiştir.Örnek vermek gerekirse işyerleri ve imalathanelerde Mimari aydınlatma yapılan alanlar için özel durumlar söz konusudur. Çünkü iç mimari dekorasyon sırasında bazı mekanlarda ışıkların azlığı ve çokluğu ile oynayarak tasarımlarda gösterilmesi gereken yerlere dikkat çekilebilir)
Yemek pişirme alanları, hastaneler, okullar, endüstriyel tesisler, kamu binaları ve daha bir çok sektörün ve alanın yaklaşık olması gereken ışık seviyesi vardır. Bu ışık seviyeleri için mühendis kadromuz aydınlatma armatürünü, yerini ve sayısını hesaplarken ekibimizdeki mimar arkadaşlarımızdan destek almaktadır.